Metin Ediş – 1996 / Hakkari

Selam, Dua ve Muhabbetle Esselamun ‘Aleykum Kudüs Sevdalıları!

Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla

Kudüs yolunda yolcu olacağımı öğrendiğimde içimden geçen sevinci anlatmak ne satırlara ne kelimelere sığdırabilirim. Aynı yıl içinde hem Mekke Medine hem de ilk kıblegahımız ziyaret etmek Rabbimin bana büyük ikramıydı. Çünkü böylesi herkese nasip olmaz dedim . Kudüs Kumbarasına başvurmadan önce bazı kitap sitelerinde dolaşırken tevafuk olup birdenbire karşıma çıkmıştı. Bende biraz araştırdım siteye baktım.  Ama henüz başvuru yapmamıştım. kendi kendime çıkmaz diye başvuru yapmaktan vazgeçmiştim. Sonrasında Gaziantep’te özel eğitim öğretmenliği yapan kıymetli sadık dost bildiğim arkadaşımda Kudüs kumbarası ile ilgili bana böyle bir şey var istersen sende başvuru yap. Ben öğretmenim görevdeyim gidemiyorum. Sen başvurunu yap çıkar inşallah demişti. o zamanda bakalım inşallah hayırlısı demiştim. Arkadaşım baktı ki daha yapmamışım başvuruyu bir daha ısrar etti yap şu başvuruyu dedi.  O kadar ısrar edince ben yaptım ama çıkacağını ummamıştım . Ama şunu da belirteyim ki; biz müminler olarak niyet ettik mi halis bir şekilde rabbimin nasip etmeyeceği şey yoktur.  Başvurumu yaptım ve hayırlısı deyip bekleyişlerde kaldım. Rabbim ondan razı olsun İşlerini rast getirsin, gönlünün güzelliğine göre versin  inşallah. Çünkü Kudüs Kumbarasında başvuru yapmama çok vesile olmuştu.

Gün geldi çattı kutlu yolculuk için haber geldi. Kudüs kumbarasındaki başvurum kabul edildi  ve ben Beytül Makdis’e gidecektim. Böylece  hayırlı yolculuğa bir adım daha attım.  Çevremde çok önyargılarla baskı  aldıysam da ne olursa olsun ben Kudüs’e gideceğim inşallah demiştim.  Çünkü nasibimde yazılmıştı gitmek. Başkalarının eleştirileri veya önyargılarını dinlemek gereksiz olduğunu biliyordum ve kulak bile asmadım.

Umre yolculuğundan sonra hayatımın en güzel  yolculuğu olmuştu Kudüs.  Kudüs Kumbarasındaki kıymetli arkadaşlarımdan da Rabbim razı olsun. onlarla dört günlük Kudüs ziyaretinde canla başla Allah için çalıştılar. Hepsi de birbirinden mükemmel insanlardı.  Onlarla kutsal topraklarda  tanıştıran Rabbime şükürler olsun. Hep beraber  bir olup çalışmalarımızı yaptık. bu çalışmalarla bize İslam için Kudüs için çok görev düştüğünü bir kez daha anladım. Çünkü zalim, zulmünden vazgeçmiyordu. Bu durumda biz Müslümanlar Kudüs’e sevincinde ve hüznünde ortak olmak gerekmez mi ehli küfür zulmüne devam ederken….?

Zalimin zulmüne boyun eğmeyen Kudüs’e gitmek büyük bir onurdu benim için. Orayı hayal etmek bile insanın yüreğine açılan bir çiçek gibi gelmişti. Bide oraya gidipte o çiçeği koklamak çok farklı bir duygu oldu.  O duygular içinde hem sevinç hem hüzün içinde yaşadım Kudüs’ü. Kudüs’te attığım her adımda içim Kudüs’e daha da aşık olmuştu. Dört günlük ziyaretim bana dört ay gibi gelmişti. Çok bereketli ve feyizli geçen bu yolculukta öğrendiğim çok şey oldu. Ve biliyordum ki Kudüs Müslüman’ın  iman çizgisidir. Bu çizgide neler yapmamız gerektiğini ve nasıl davranışlar sergilememiz gerektiğini yaşayaraktan öğrenmiştim. Bilinçli ve şuurlu  mücahitler  yetişmeli İslam için. Davayı dava bilip dava insanı olmayı Rabbim bizlere nasip etsin inşallah. Zafer inanlarındır,  hakkıdır ve olacaktır. Allah,  kelimelerin kifayetsiz kaldığı  bu davaya gönül veren tüm mümin kardeşlerimin yardımcısı olsun. Özgür  Kudüs duası ile….

Selametle.

“Ne zaman gitmek istediysem esir olarak düşünmedim Kudüs’ü . Çünkü duamız Kudüs için hep özgür.”